Cümlede Anlam-2

14.VARSAYIM BİLDİREN YARGILAR
İleride gerçekleşebilecek bir eylem veya durumu gerçekleşmiş gibi kabul edip onunla ilgili bir yargı içeren cümlelerdir.
Olmuş bir olayın farklı bir şekilde gerçekleşmiş olduğunu kabul ederek onunla ilgili yargılarda da bulunulabilir. Böylesi bir yargı da varsayım içerir.
Varsayım anlamı “ diyelim ki, varsayalım ki, tut ki, kabul et ki, farz et ki, farz edelim ki...” gibi sözlerle ortaya konur.
Diyelim ki bu şiirlerin beğenildi, ya sonra?
Diyelim ki bu sınavı kazanamadın, askere gider misin?
O çocuklar tut ki seni desteklemedi, ne yapabilirsin ki?
Düşün ki hayatta bütün istediklerin oldu.
Diyelim ki Fatih İstanbul’u fethetmedi.
Diyelim ki bu olay gerçek değildir. 
Diyelim ki Bodrum’da bir haftalık tatil kazandın.
İki noktadan birden doğru geçtiğini farz et.
Gözlerinizi kapatın, kendinizi deniz kenarında düşünün.
Diyelim ki sınavı kazanamadın.
Bir an işlerin planlandığı gibi gitmediğini düşünelim.
Tut ki sana verecek bir kalbim var, o da kırık.
Diyelim ki baban seni bana vermedi.
Diyelim ki bu yıl Fen Lisesi sınavını kazandın.
Diyelim ki birlikte gezerken görüldünüz, ne yapacaksınız?
 
15.ÖNYARGI (Peşin Hüküm)
Bir olay ya da kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumsuz yargılara ön yargı denir.
Okuyucu piyasaya çıktığında bu kitabı beğenmeyecek.
Bu takım bu sene şampiyon olamaz.
Yeni aldığınız futbolcu başarılı olamayacak.
Göreceksiniz bu işi de yüzüne gözüne bulaştıracak.
Bu öykünün toplum tarafından benimsenmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Biliyorum, çok fazla seyirci toplamayacak bu oyun, ama salt o rahatlığı yaşamak adına görülmeye değer.
Yalnızlık ve umutsuzluklarına çözüm arayanların beğenecekleri bu filmi, yalnız ve mutsuz olmayanların, görülmeye değer bulmayacaklarını biliyorum.
 
TASARI
Henüz yapılmayan ancak ileride yapılmak istenen şeylerin olduğunu bildiren cümleler bir tasarıdan söz eder. Tasarıda geleceğe ilişkin planlama vardır.
Yakında bir de roman yazmaya başlayacağım.
Bu yılın sonunda üniversiteli bir genç olmayı hedefliyorum.
Bu kitapta şiirimizin geçirdiği evreleri anlatacağım.
Bu kitaba ikinci baskısında iki yeni öykü ekleyeceğim.
Bu kitaba bir önsözün yazılması iyi olurdu. (öneri )
Bu kitaba bir de önsöz yazmayı düşünüyorum.
Gelecek yıl bu yarışmalara katılacağım.
Bu tür yarışmaları çeşitlendirip sürdürmeyi düşünüyorum.
Bakanlığımız, kitap dağıtımı ve tanıtımını bir devlet politikası haline getirmeyi düşünüyor.
Bu yılın sonbaharında genç yeteneklerin çalışmalarını yayımlamak amacıyla bir yayınevi kurmayı planladık.
 
Uyarı: Tasarı ile öneri karıştırılmamalıdır. Tasarıda kesin olmayan bir düşünce söz konusudur. Öneride ise ya bir eksiği giderme ya da bir durumun daha iyi olması söz konusudur.
Geziye öğretmenimizle gitmeyi planlıyoruz. (tasarı)
Geziye öğretmenlerinizle gitmeniz iyi olur. (öneri)
 
16.ÖNERİ BİLDİREN YARGILAR
Bir sorunun çözülmesi ya da bir işin yapılmasıyla ilgili öne sürülen görüşe “öneri” denir.
Kimi zaman bir eseri okuduğumuzda onda eksik olan bir yönün farkına varırız. Bu eksik olan ya da beğenmediğimiz şeyin nasıl giderilebileceğiyle ilgili olarak ortaya koyduğumuz tekliflere “öneri” denir.
Köye şu yoldan gitmeniz sağlığınız açısından yararlı olur.
Bu sorunu planlı çalışarak çözebilirsiniz.
Sağlığına önem veriyorsan sigara içilen yerlerde durmamalısın.
Konu bilgisini pekiştirdikten sonra test çözmelisin.
Yemeklerden hemen sonra dersin başına oturmamalısın.
Çalışma odanızı fazla sıcak veya soğuk tutmamanız yerinde olur.  
Günde iki saat çalışırken kısa kısa notlar çıkarsan iyi olur.
Sinemamızın iş alanlarındaki gelişmeleri iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Arapça, Farsça sözcükler atılmalı; yerine Türkçe sözcükler kullanılmalıdır.
İstersen hafta sonu bizim yazlığa gidelim.
Kitabın sonuna, şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi yararlı olabilirdi.
İkinci baskıda önsözü değiştirmelisiniz.
Kabul ederseniz, yönetim kurulunu ay sonunda toplayabiliriz.
Çalışmak istersen, yardımcı olabilirim.
Bugünlerde açıklama yapmanız yerinde olur.
Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.
İstersen seninle oraya kadar gelir akşama dönerim.
Geçmişi yaşamak yerine geleceği düşünsen iyi olur.
Planınızı yeniden gözden geçirmenizin doğru olacağını düşünüyorum.
 
17. OLASILIK ( TAHMİN )BİLDİREN YARGILAR
Bir eylem veya durumun hem olumlu hem de olumsuz bir biçimde gerçekleşebileceğini bildiren, kesin anlamlar içermeyen yargılardır.
Belki bu toplantıdan sonra ortaklıktan ayrılabiliriz.
Bu ses galiba beni çağırıyor.
Şimdi bizim oralara kar yağmış, havalar iyice soğumuştur.
Çocuklar uyumuş olmalı.
Belki de bu davranışlarınla çevrendekileri kırıyorsun.
Şimdi bizim oralarda havalar ısınmış, denize giriliyordur.
Arkadaşlarıyla top oynuyor olabilir.
Kapıyı çalan Ahmet olmalı.
Sanıyorum bu yazar ileride edebiyatımızın önemli romancılarından olacak.
Bizimle görüşmek için belki buraya gelir.
Sanıyorum küçükken ağır bir hastalık geçirmiş.
Tırnaklarını yemesi çocukluğundan kalmış bir alışkanlık olacak.
Yıllardır uğraştığı tiyatro eserini bugünlerde bitirmiştir.
Sizi bir yerde görmüş gibiyim.
Saz çalmayı babasından öğrenmiş olmalı. *Yıllardır uğraştığı tiyatro eserini bugünlerde bitirmiştir.
Tahmin ile önyargıyı karıştırmamak gerekir.
Gelecekle ilgili kanaat olumsuzsa ÖNYARGI olur. Aslında önyargıya olumsuz bir tahmin diyebiliriz.
Onun sınavda başarılı olacağını ben size söylemiştim. ( Tahmin gerçekleşmiş.)
O, bu sınavda başarılı olacak biliyorum. (Olasılık, sonuç belli değil.)
Aslında tahmin de önyargı da beklentidir. Bu beklenti gerçekleşebilir de gerçekleşmeyebilir de.
Buraya gelirsem kolayca iş bulurum sanmıştım. (Gerçekleşmemiş beklenti)
Bana bu konuda yardımcı olacağını biliyordum.(Gerçekleşmiş beklenti.)
Oysa ben onun bu işi başaramayacağını düşünmüştüm. (Gerçekleşmemiş beklenti.)
İsteseydi, bütün mallarını satıp borçlarını rahatça ödeyebilirdi.( Gerçekleşmemiş beklenti.)
   
KESİNLİK ANLAMI VEREN YARGILAR
Bu tür yargıların yer aldığı cümlelerde daha çok “mutlaka, kesinlikle…” gibi ifadeler bulunur.
Söz verdiyse mutlaka gelir.
Bu ilacı kesinlikle kullanmalısın.
 
18.   ÜSLUBA İLİŞKİN YARGILAR 
Bir sanatçının veya bir sanat eserinin anlatım özelliklerine değinen cümlelerdir. Üslup, sanatçının kendine özgü anlatım özelliklerinin bütünüdür. Bir başka deyişle bir yazarın; konuya yaklaşım biçimi, sözcük seçimi, dilinin açık ya da kapalı oluşu, söz sanatlarına, halk deyişlerine yer verip vermemesi, söyleyişin akıcılığı ya da tek düzeliği, cümlelerinin kuruluşundaki düzen, o yazarın üslubunu (anlatım biçimini) meydana getirir.
Anlatımı nasıldır? sorusuna cevap veren cümleler üslupla ilgili cümlelerdir.
Neyi anlatıyor? sorusuna verilen cevap ise eserin içeriğiyle ilgilidir.          
Çok akıcı bir anlatımı var.
Açık bir anlatım daha çok etkiler okuru.
Anlatmaya başlayınca ağzınız açık kalır.
Ustalığı, ele aldığı konudan değil; anlatımından geliyor.
Denemeci, anlatımında kısa, özlü, esprili ve okuyucuyu sıkmayan bir dil kullanır.
Sözcük seçimine, sadeliğe ve dil kurallarına uygun söz dizimine önem verirdi.
Devrik cümleler kullanarak, anlatıma akıcılık kazandırıyor.
Uzun ve süslü cümleleriyle okuyucuyu yoruyor.
Yeni türetilen sözcükleri kullanmaya çalışıyor.
Olaylar anlatılırken abartmalara yer verilmemiştir.
Akıcı bir dille yazılmış, romanı bitirmeden elinizden bırakamıyorsunuz.
Süsten, gösterişten uzak yalın bir anlatımı var.
Romanda günlük sıradan olayların anlatımında bile özgün ve çarpıcı bir dil kullanılmış.
Şiirsel bir söyleyiş, romanın okunmasını daha da kolaylaştırmış.
O, romanını ve öyküsünü diyaloglarla kurar; yazı tekniğinin en belirgin özelliği diyaloglarda kendini gösterir.
Servet-i Fünûn dönemi yazarlarının ortak yönlerinden biri, eski sözcüklerle yeni imgeler oluşturmaktır.
Şiirlerde süslü, söz oyunlarına dayalı bir dil yerine, günlük konuşma dilini tercih etmiştir.
Kısa, düzgün cümlelerle, edebiyat oyunlarına düşmeden, süssüz, yoğun bir anlatım ortaya koymuştur.
Çok akıcı bir dili var. Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.
Halk için yazma iddiasındaki yazar, sözcük seçimine, cümle kuruluşuna özen göstermemiş.
Cümlelerin kısalığı ve eylemlerin bolluğu öyküye hareket getirip okuyucunun ilgisini artırıyor.
 
19. EŞİTSİZLİĞİN OLUP OLMADIĞINI BİLDİREN CÜMLELER
                                (Eşitlik Bildiren Cümleler)
İki ya da daha çok şeyin nitelik veya nicelik bakımından eşit olması durumunu dile getiren cümlelerdir.
İki kardeşine de yardım ediyor.
Annem ve babam aynı okulu bitirmişler.
Üç çocuğuna da daire almış.
Parayı aralarında kardeş payı yaptılar.
Yatmadan birer bardak süt içtiler.
Tuttuğumuz atlar berabere kalmıştı.
Elmayı ortasından ikiye bölüp yarısını ona uzattı.
Ben de Mehmet de onar gün rapor aldık.
Yarışmaya katılacaklar üçer gün rapor aldılar.
Ortaklar karı aralarında kardeş payı yaptılar.
İşleri aralarında yarı yarıya bölüştüler.
 
20.GERÇEKLEŞMEMİŞ BİR BEKLENTİYİ DİLE GETİREN CÜMLELER
Diktiğim fidanların bir yılda büyüyeceğini sanmıştım.
Böyle bir tartışmada beni korur sanmıştım.
Bunca emekten sonra sonucun olumlu olacağını sanmıştım.
Buraya gelirsem kolayca iş bulurum sanmıştım.
Oysa ben onun bu işi başaramayacağını düşünmüştüm.
           
İsteseydi, bütün mallarını satıp borçlarını rahatça ödeyebilirdi.
Tercih formlarını yatırma süresinin bir hafta uzatılacağını sanmıştık.
Samsunlular, takımlarının bu yıl şampiyon olacağını umuyordu.
Ameliyat olduğumu duyunca ziyarete gelir sanmıştım.
O günkü sınavdan iyi not alır sanmıştım.
Akşam yemeğini evde yeriz diye düşünmüştüm.
Bu sene şampiyon oluruz sanmıştım.
Ailesinin, doğum gününü unutmayacağını ümit etmişti.      
Hükümetin emeklilere zam yapacağını sanmıştım.
İyi bir dergi çıkaracağınızı sanmıştım.
Onun sınavda başarılı olacağını ben size söylemiştim. (gerçekleşmiş beklenti)
Bana bu konuda yardımcı olacağını biliyordum. (gerçekleşmiş beklenti)
 
21.AŞAMALI BİR DURUMU ANLATAN YARGILAR
( Anlatımda Derecelendirme )
Bir olay veya durumun olumlu ya da olumsuz olarak değişmesi, giderek ilerlemesi anlamını içeren yargılardır.
Gün geçtikçe yalnızlığa alıştı.
Gençler günden güne internete alıştı.
Fiyatlar her geçen gün artıyor.
Yeni okuluma yeni yeni alışıyorum.
Dizlerimdeki ağrı giderek azalıyor.
Her geçen yıl biraz daha güzelleşiyorsun.
Düne göre iyiyim, yarın daha iyi olurum.
Yıldan yıla kötüleşiyor işler.
Bu çocuk günden güne iyileşme kaydediyor.
Kadın giderek daha da fenalaşıyor.
Yaşlandıkça düşünceleri değişiyor insanın.
Önceleri tutuk biriydi; açıldıkça açıldı.
Seni tanıdıkça sevginin ne olduğunu öğreniyorum.
Ona bağlandıkça sağlıklı düşünemez oldu.
Bir zamanlar evinde dikiş dikerdi, şimdi atölye sahibi oldu.
Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor.
Hava karardıkça korkumuz artıyordu.
Soba, içindeki odunlar yandıkça kızarmaya başlamıştı.
Yılladır sigara içmekten dişleri sapsarı olmuştu.
Notlarım, her geçen gün biraz daha yükseliyor.       
Köyün yamaçları günden güne sararıyor, kızıllaşıyordu.
Günden güne büyüyen bu şirket, gelecekte Türkiye’nin devleri arasına girecek.
Yanlışları gördüğü için her geçen gün iyiye ve doğruya biraz daha yaklaşıyor.
Yürüdükçe iştahı açılır, iştahı açıldıkça yer, yedikçe şişmanlardı.
Annesini, babasını, kardeşini, herkesi sürekli özlüyordu.
Masaları, sandalyeleri, koltukları, evdeki bütün eşyayı onardılar.
Okudukça yeni şeyler öğreniyor, öğrendikçe kendine güveni artıyor, kendine güveni arttıkça daha başarılı oluyordu.
Salonda oturanların fısıltıları homurtuya dönüştü, ardından bağırmalar başladı, haykırmalardan kimin ne dediği anlaşılmaz oldu.
 
22.YAKINMA ANLAMI BİLDİREN CÜMLELER
Olumsuz bir durumdan dolayı üzüntü duymaya, bu durumdan şikayetçi olmaya yakınma denir.
Odayı düzenli tutmanı bir türlü öğretemedik sana.
Söylesem de beni hiç dinlemez ki.
Bir de kendi yatağını yapmayı öğrense.
Her gün eve geç gelmesinden usandım.
Toplum, gerçek sanatçının değerini bilmekten çok uzak.
Söyleyin söyleyin kim anlar dilimden / Kim alır yarı yolda kalmış selamımı.
Onun derslerine çalışmaması beni çok üzüyor.
Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.
Verdiği sözü tutmayı bilse.
Bilir bilmez söze karışmasa.
Şehrimiz günden güne çirkinleşiyor.
Şu derslerine de azıcık çalışsa.
Toplum olarak çevre kirliliğine duyarsız kalıyoruz.
Her aklına geleni yapmasa olmaz sanki.
Ne zaman bir şeyler istesem, bir bahane buluveriyor.
Dün söylediğini bugün unutuyorsun. Bana ne söz vermiştin?
Nice güzellere bağlandım kaldım. / Ne bir vefa gördüm ne faydalandım.
Hangi kapıyı çalsam kimse yok/ Hangi ele uzansam yabancı çıkar.
 
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” söz konusu değildir?
A) Bilir bilmez her şeye burnunu sokması, canımı nasıl sıkıyor bir bilseniz.
B) Hep hastalığından şikâyet eder, hayat pahalılığından yakınır görünür; ama bir gün olsun işini aksatmaz.
C) Bir gün de kimseye sataşmadan dursan olmaz mı sanki!
D) Her zaman söz veriyor; ama bir kere olsun sözünde durmuyor.
E) Her sözden bir anlam çıkarıp bana darılmasına bir anlam veremiyorum.
            
23. PİŞMANLIK ANLAMI BİLDİREN YARGILAR
Bilinçli olarak yapılan bir işin sonunda uğranan başarısızlık ya da kötü durum karşısında duyulan üzüntünün dile getirildiği cümlelerdir.
UYARI:Bilmeden yapılan eylemlerin sonunda pişmanlık duyulmaz. Sadece üzüntü duyulur.
Keşke onu yalnız bırakmasaydım.
Daha dikkatli olsaydım bunlar olmazdı.
Ona bağırmasaydın ne iyi olurdu.
Bu evi sattığıma çok üzgünüm.
Ona bu görevi vermekle iyi yapmadım.
Keşke olanları sen de benim gibi değerlendirmeseydin.
Keşke onu arasaydım.
Zamanında çalışsaydık, şimdi sınavı kazanmıştık.
Keşke bu ayakkabıları alsaydım.
O zamanlar bir anı defteri tutmayı akıl edemedik.
 
24. UYARI
Olabilecek kötü bir durum gerçekleşmeden önce onun olabileceğine ilişkin uyarıda bulunmaya denir. Eğer iyi bir durumun olabilmesi söz konusuysa buna da müjdeleme denir.
Yemek yeme de bakalım sana hasta olunca kim bakacak.
Yolda bakım çalışmaları var, yavaş gidin.
Arka taraftakiler susun da dersi anlatmaya başlayalım.    
Büyük şehirlere göç durdurulamazsa yakın zamanda şehirler yaşanmaz olacak.
Bu köprü bittiğinde karşıdaki köye on dakikada geçebileceksiniz. (müjdeleme)
Arkadaşlar biraz sessiz olabilir miyiz?
Bu gidişin size yarar sağlayacağını mı düşünüyorsunuz?
Dikkat et yanlış yapıyorsun.
Biraz daha konuşursan okula geç kalacaksın.
 
KİNAYELİ SÖYLEYİŞ
Bir sözün hem gerçek hem mecaz anlamını düşündürecek biçimde kullanılmasıdır.
Kimi zaman sözün etkisini artırmak için anlatılmak istenenin tersi söylenir. Böylece alaylı bir söyleyişle düşünce aktarılır.
Eğitime önem verdiğimiz iki günde bir okulları tatil edişimizden anlaşılıyor.
Bu güzelim kıyı şeridini de beton yığınlarıyla doldurup modernleşelim, belki çağı o zaman yakalarız.
Böyle çalışmayla okul birincisi olursun.
Eh bu hızla gidersek, okula belki yarın varırız.
Maaşallah her konuda bilgi sahibisin(!)
Masumluk akıyordu çocuğun yüzünden.
Doktor olacakmış da annesini iyileştirecekmiş!
Bu sözlerin hepsini oradakilere söylemiş de ben duymamışım!
 
ÖZ ELEŞTİRİ
Sanatçının kendi kişiliği, eserleri ya da davranışları hakkında değerlendirmelerine öz eleştiri denir. Öz eleştir yapan kişi kendisiyle ilgili hataları, yanlışları, eksikleri dile getirir.
Planlı çalışsaydım hedeflerime ulaşırdım.
Bu şiirimde şekilce bazı hatalarım olduğunu kabul ediyorum.
Romanımdaki kurguda eksiklerimin olduğunu gördüm.
 
YORUM CÜMLELERİ
Korktuğu her halinden belliydi zavallının.
 
25.KINAMA ANLAMI
Birini yaptığı bir yanlıştan dolayı ayıplama, ona yakışmadığını daha sert bir dille bildirme.
Yani bu yaptığın da iş mi.?
Böyle konuşmak sana yakışıyor mu?
O ancak başkalarını taklit etmeyi iyi becerir.
                        
HAYIFLANMA- ÜZÜLME BİLDİREN CÜMLELER
Meğer güzel yılları harcamışız boş yere
Yazık ki giden gençlik gelmez artık geriye.
 
ALAY ANLAMLI CÜMLELER
Nasıl okuduysa, kitabın konusunu bile söyleyemedi.
 
SİTEM - KIZGINLIK İÇEREN CÜMLELER
Hani sinemaya birlikte gidecektik.
 
ELEŞTİRİ
BEĞENİ
KUŞKU
ŞAŞIRMA
KÜÇÜMSEME
 
26-OLUMLU-OLUMSUZ DEĞERLENDİRME
Olumluluk: Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı olumlu olandır.
Olumsuzluk: Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, olumlu olmayandır.
Örnek:
●Romanda işlenen ilginç konu, zorlanmış bir üslupta boğulup gitmiş.
                               Olumlu                     olumsuz
Sözcüklerin seçiminde ve kullanımında gösterdiği özen,   anlatımda duruluğun, yalınlığın
                    olumlu                                                                    olumsuz
sınırını aşıyor.
●Dino’nun resimlerini çok beğendim; ama kitapta resim-şiir uyumu sağlanamamış.
●Sözcük seçiminde özensizlik, çevirmenin metnin aslına bağlı kalmadaki titizliğine gölge düşürüyor.
 
●Her köyün, kusursuz işçiliğe sahip kiliseleri, mimaride taşa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumlanabilir.
●Makalenin giriş bölümü ne kadar yalınsa gelişme bölümü de o kadar karmaşık.
●Esprili ve cömert bir insandı; ama itici bir tipti.
 
 (I)Üç adasıyla Malta, Sicilya’nın güneyinde, Akdeniz’in ortasında. (II) Malta’nın üç adasından biri olan Gozo, ilginç kayalıkları, mağaraları ile birçok doğal güzelliğe sahip. (III) Adada ağaç olmadığı ve tarih boyunca dışarıdan getirildiği için, evlerin neredeyse tamamı taştan yapılmış. (IV) Zengin kireçtaşı yatakları, burada taş işçiliğinin gelişmesinin en önemli nedeni. (V)Her köyün, kusursuz işçiliğe sahip kiliseleri, mimaride taşa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumlanabilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olumlu bir durum olumsuz ifadeyle anlatılmaktadır?
A) I.           B) II.        C) III         D) IV.         E) V.
 
AÇIKLAMA İLİŞKİSİ
Açıklama: Anlamı kapalı veya gizli bir sözün anlamını genişleterek belirtmedir.
Uyarı: Açıklama çok yönlü yapılabileceği için (neden, yorum, amaç…) bu cümlelerden başka bir yargı ilişkisi çıkarmanız sizi şaşırtmasın.
Açıklama iliksisinin varlığını sezmeniz için, iki yargı arasında “çünkü” bağlacını kullanınız.
Dersini bilemedi, demek ki yeterince çalışmamış.
Tuzak kurdum (çünkü) bu fareyi mutlaka yakalamak istiyorum.
Günü gününe uymaz bu kentin (çünkü) bir bakarsın, yaz ortasında buz kesmişsin; bir bakarsın, kasım ortasında ceket fazla gelmiş.
Dili bir kağıda benzetebiliriz. (çünkü) Düşünce kağıdın ön yüzü; ses arka yüzüdür.
 
27.ATASÖZLERİ
Asırlar öncesinden oluşarak günümüze kadar gelen, bir öğüt ya da değerlendirme bildiren sözlerdir. Atasözlerinde kısa ve özlü bir anlatım vardır. Az sözle çok şey ifade edilir.
Atasözleri bir yargı bildirir. Yani bir cümle olarak karşımıza çıkar. Bu yönüyle deyimlerden ayrılır. Deyimler cümle olmaktan ziyade kaynaşmış bir söz öbeğidir. Ayrıca deyimlerde genellikle bir eylem bildirilir. Yani bir hareketi karşılar deyimler. Atasözlerinde ise yargı her yönüyle tamamlanmıştır.
Etekleri zil çalmak
Horoz ölür gözü çöplükte kalır.
Atasözleri anlamca değişik özellikler gösterir.
*Atasözünü oluşturan sözcükler kendi anlamlarıyla kullanılır. Yani atasözü mecazlı bir anlam taşımaz.
Dost ile ye iç, alışveriş etme.
Son pişmanlık fayda etmez.
Akıl için yol birdir.
Bin dost az, bir düşman çok.
 *Atasözünü oluşturan sözcükler hem kendi anlamıyla düşünülebilir hem de bu sözcüklere başka anlamlar yüklenebilir. Yani atasözü hem gerçek anlamlıdır, hem de mecaz anlamlı bir söyleyişe sahiptir.
Dikensiz gül olmaz.
Damlaya damlaya göl olur.
Mum dibine ışık vermez.
Ağaç yaşken eğilir.
*Kimi atasözleri ise tamamen mecaz anlamlıdır. Bunların gerçek anlamı düşünülemez.
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
Katıra baban kim demişler; dayım at, demiş.
Altın eşik gümüş eşiğe muhtaç olur.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
*Kimi atasözleri öğüt bildirir. Yani kişilerin yapması ya da yapmaması gereken durumları bildirir.
Güvenme varlığa düşersin darlığa.
Ek tohumun hasını, çekme ekmek yasını.
UYARI: Atasözleri kalıplaşmış olduğu için sözcüklerin yerlerine başka sözcükler getirilemediği gibi sözcüklerin yerleri de değiştirilemez.
“Derdini söylemeyen ilaç bulamaz.”
“Samanı sakla, zamanı gelir.” diyemeyiz.
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol