Yazım Kuralları

 
“-de” Eki” nin Yazımı
●“-de durum eki, ad soylu sözcüklere eklenir; ünlü uyumu ve ünsüz benzeşmesinden etkilenerek “-da, -te, -ta” biçimine getirilebilir.
Cümleden çıkarıldığında anlam ve cümle kuruluşu bozulur. Eklendiği sözcüğü veya sözcük öbeğini, yükleme sorulan “Nede? Kimde? Nerede? Hangi zamanda? Kaçta?” sorularının cevabı yapar. Bu özellikleri taşıyan “-de” (-da, -te, -ta) bitişik yazılır. Özel adlardan kesme işareti ile ayrılır.
 
• Bu kitaptan Ahmet’te var. (Kimde var?)
• Can korkusu gezmez ovamızda dağımızda. (Nerede gezmez?)
• Saat 18.30’da yola çıktılar. (Saat kaçta?)
• Sermayenin üçte biri onundu. (Kaçta kaçı?)
• Tüm olumsuzluklara karşın şiirde bugün bir hareketlilik yaşanıyor. (Nede yaşanıyor? (ÖSS - 2007)
 
“de” Bağlacının Yazımı
“de” bağlacı, ayrı bir sözcüktür, bitişmez. Ad soylu bütün sözcüklerle olduğu gibi fiillerle de kullanılır. Büyük ünlü uyumundan etkilenerek “da” biçimine girer, ünsüz benzeşmesinden etkilenmez. Yani “te, ta” biçimi yoktur.
Cümleden atıldığında bazen anlamda eksilme olsa da cümle bozulmaz. Cümleye “dahi, bile, fakat, üstelik” gibi sözcüklerin anlamını katar.
Bu kitabı Ahmet de okudu.
Ovamızda da, dağımızda da can korkusu gezmez.
Saat 18.30’da da yola çıkabilirler.
Sermayenin de üçte biri onun.
Gelmiş de bize uğramamış.
 
“de” bağlacı bazı sözcüklerle öbekleşip bileşik bağlaç oluşturduğunda da ayrı yazılır: ya... ya da..., ne... ne de..., hem... hem de...
• Ya çantayı sırtla, ya da su kaplarını.
• Ne pişirir, ne de sofrayı kurar.
• Hem çalışkandır, hem de becerikli.
 
Bir sözcük birden fazla “de” (da) aldıysa, birincisi bitişik yazılır, durum ekidir, ikincisi bağlaçtır, ayrı yazılır:
• Bu, büyük yayınevlerinde de aşağı yukarı böyle. (ÖSS 2007)
• Aradıklarımı okul kitaplığında da bulamadım. (Ayrı yazıları “da’“bile” sözcüğünün yerini tutar, atıldığında anlam biraz etkilense de cümle bozulmaz.)
Bitişik yazılanı attığımızda cümle kuruluşu ve anlam karmakarışık olur.
• Aradıklarımı okul kitaplığı da bulamadım. (Cümle bozuldu.)
• Aradıklarımı okul kitaplığında bulamadım. (Cümle bozuk değil, anlamda eksilme oldu.)
  
Bağlaç olan “de” bir sözcük gibi her zaman ayrı yazılır. Bağlaç olan “de” asla “te” ya da “ta” olarak yazılmaz.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir yazım yanlışı vardır?
A) Bizim çöpleri de götürmüşler.
B) Gidip te gelememek var.
C) Toplantıda Çağla da vardı.
D) Arabayı da ucuz fiyata sattık.
 
 
“-ki” Ekleri ve “ki” Bağlacı
1)-ki ilgi eki: Belirtili ad tamlamasındaki tamlanan düştüğünde tamlayan üstüne gelir ve bitişik yazılır:
Evin kirasını ödedim ama dükkânın kirasına para kalmadı.
Evinkini ödedim, dükkânınkine para kalmadı.
* Bu görevdeki -ki, zamir görevinde olduğundan bir adın yerini tutar; bu nedenle yerini tuttuğu adla yan yana bulunması söz konusu değildir. “evinki kirası” olamaz.
 
2) -ki sıfat eki: -ki ya da -deki (-de bulunma durum ekiyle) biçimiyle bir adın önünde yer alarak o adın sıfatı olur. Söz konusu ad’a yöneltilen “Neredeki?” sorusunun yanıtıdır. Ankara’daki festival, çocuktaki ses, trafikteki kalabalık...
* “Ankara’daki festival, İstanbul’daki kadar yüksek katılımla bizleri mutlu etti.” cümlesinde hem “Ankara’daki” hem de “İstanbul’daki” sözcüğü sıfattır. Bu sözcüklerin sıfat olmasını “-deki” eki sağlamıştır. Ancak “İstanbul’daki” sözcüğünün tanıttığı sözcük (festival) düştüğünden bu sözcük adlaşmış (adlaşmış sıfat) tır.
 
Bağlaç olan “ki”; cümleleri birbirine bağlar, genellikle yüklemlerden sonra kullanılır. Cümleden çıkarıldığında anlam ve cümle kuruluşu etkilenmez.
 
Bağlaç olan “ki”nin de ünlü uyumlarıyla ilgisi yoktur.
• Bir de baktım ki ağabeyim karşımda duruyor.
 Bir de baktım, ağabeyim karşımda duruyor.
• Anladık ki bu çocuk bu işi becerecek.
 Anladık, bu çocuk bu işi becerecek.
• Orhan ki beş altı yıldır oynuyor, artık iyice ustalaştı.
 Orhan, beş altı yıldır oynuyor, artık iyice ustalaştı.
 (Son örnekteki, addan sonra gelse de iki cümleyi bağlamaktadır.)
• Ben onun şiiri hakkında konuşmadım ki...
 (İkinci cümle söylenmemiştir.)
 
“ki” bağlacı ile kurulmuş kalıplaşmış bağlaçlar bitişik yazılır: çünkü, halbuki mademki, oysaki, sanki, belki...
Ayrı yazılan “ki”li öbekleşmiş bağlaçlar da vardır:
yeter ki, ne var ki, kaldı ki, ta ki, öyle ki...
 
ÖRNEK /1983/ÖSS 1
Ek olan -ki kendinden önceki kelimeye bitişik yazılır ve ünlü uyumlarına uymaz.
Bağlaç olan ki ayrı bir kelimedir. Kendinden önce ve sonra gelen cümleleri bağlar ve ayrı yazılır.”
Bu kurala göre aşağıdaki cümlelerden hangisinde “ki”nin yazımı (imlası) yanlıştır?
A) Türk tiyatrosundaki bu duraklamanın nedenleri üzerinde durmak gerek.
B) Öyle sanıyorum ki zevk kadar kişiden kişiye değişen bir kavram yoktur.
C) Yazıda o kadar çok terim kullanılmış ki sık sık sözlüğe bakmak gerekiyor.
D) Kitabın başındaki şiirden onun dünyaya bakış açısı hemen anlaşılır.
E) Görülüyorki o, yazılarında yeni düşünceler sunan bir kişi değildir.
 
ÖRNEK
Aşağıdakilerin hangisindeki “ki”nin yazımı doğrudur?
A) Madem ki erken kalkacağız, biraz erken gidelim.
B) Onun ki de LPG’li bir araç değil miydi?
C) Dün akşam ki maçı biz de Cananlarda izledik.
D) Oysa ki bu derginin sana göre olduğunu düşünmüştüm.
E) Yeter ki sen üzülme, gider alırım yeni bir forma. 
 
“mi” Ekinin Yazılışı
Soru eki “mi” daima (soru anlamını yitirse bile) ayrı yazılır. “mi” den sonraki ekler ona bitişir. Ayrı yazılsa da, ünlü uyumlarından etkilenir.
• İyi şiir yazılıyor mu? Evet. (ÖSS / 2007)
• Biraz daha kadayıf yer misiniz?
• Şu sırtı aştık mı, köye vardık demektir.
• Karşımızda şirin mi şirin bir ev vardı.
• Siz buraları daha önce gördünüz müydü?
• O da bizimle gelmiyor mu?
  Olumsuzluk eki “-me, -ma”, “-yor” ekinin etkisiyle darlaştığında “-mi, -mı, -mü, -mu” biçimine girer ve “mi” soru edatıyla karıştırılabilir. Kök ve eklerin sırasına dikkat edilmelidir:
 
   SAYILARIN YAZILIŞI
* Sayılar metin içerisinde yazıyla yazılır. Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
* Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir: saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç saniye geçe, mesela saat onda.
* Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: iki yüz, üç yüz altmış beş.
* Para ile ilgili işlem ve senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır: üçyüzellibin lira
 
* Romen rakamları ancak yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde ve kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında kullanılabilir: IV. Murat
* Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 600.300
* Sayılarda kesirler, virgül ile ayrılır: 13,35
* Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır: 5.sini, 5incisini
Sıra sayıları ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır, ayrıca nokta konmaz: 8.’inci değil 8’inci,
2.’nci değil 2’nci.
* Üleştirme sayıları rakamla değil, yazıyla belirtilir: 2 şer değil “ikişer”, 9’ar değil “dokuzar”, 1 00’er değil “yüzer”.
 
ÖRNEK
►Aşağıdaki altı çizili kelimelerin hangisinde, bir yazım yanlışı yoktur?
A) Şimdi onsekiz soru çözeceğiz.
B) Çocuklar erken yat mıyorlarmış.
C) Çocuk, odasında sessiz, sedasız oturuyormuş.
D) Kanepeye upuzun oturmuş, televizyon izliyor.
 
►Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A)Sağlık kurulları Cuma günleri toplanırdı.
B)Öğretmenliğe 15 Ağustos 1976’da başladım.
C)Okullar, haziran ayının başında kapanır.
D)Anneler Günü mayıs ayının ilk günüdür.
 
►Verilenlerin hangisinde sayıların yazımına ilişkin bir yanlışlık yapılmıştır?
A) 1970’in sonbaharıydı kardeşim doğduğunda.
B) Babamların uçağı saat 18.30’da inecek dediler.
C) Bu küçücük odada üç yüz altmış sekiz gün geçirmiş.
D) Eve giren hırsız yirmisekiz yaşındaymış
 
►Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım hatası vardır?
A) Mustafa Kemal, Atatürk soyadını 1934’de aldı.
B) 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.
C) Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık 1936’da İstanbul’da öldü.
D) 12 Mart 1921’de Erzurum düşman işgalinden kurtuldu.
 
Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü,
29 Ekim 1923, 28 Aralık 1982 ‘de göreve başladı.
Lale festivali 25 Haziranda başlayacak.
1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. (Atatürk)
Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar:
Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar. Yürütme Kurulu toplantılarını perşembe günleri yaparız.
 
●Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım hatası yoktur?
A) Mustafa Kemal, Atatürk soyadını 1934’de aldı.
B) 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.
C) Mehmet Akif Ersoy, 27 Aralık 1936’da İstanbulda öldü.
D) 12 mart 1921’de Erzurum düşman işgalinden kurtuldu.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol